15 Mart 2012 Perşembe

müzik aşk mı ?

Bazen bir müzik duyarsınız takılıp kalırsınız.Belki hiç sizin tarzınız değildir.Belki de hiç sevmediğiniz biri söylüyordur.O an sadece müziğe ve sözlerine kapılmak dışında pek bir şey düşünmezsiniz aslında.Saatlerce başa alıp dinlersiniz.Günlerce haftalarca ilk uyandığınızda aklınızda yine o vardır.


Hareketleriniz müzikle birleşir.Ve hafiften dans etmeye başlarsınız.Belki de daha hızlı dans etmeye başlarsınız.Sadece kapılıp gidersiniz.Belki ağlatır sizi belki de güldürür.Sizi mutlu ettiği kesindir.Hiç bir şey düşünmenize gerek kalmaz sanki onu dinlerken.Gözlerinizi hafiften kapatıp onun büyüsün de kalırsınız belki de.Ağzınızdan onun sözleri dökülür kim bilir..


Bir müziğin belkisi çoktur.İhtimalleri değişir insanlar üzerinde.Ama ama her insan için aynı duyguları hissettiren bir müzik olduğuna inanırım.Bu biraz aşk gibi sanırım.Evet evet bu tek başına müzik için geçerli değil.Aşkta böyle bir şey değil mi ?


Takılıp kalmak , başkasında sevmediğiniz bir çok şeyi onda sevmek , ilk uyandığınızda aklınıza gelmesi , ağlatması veya güldürmesi , mutlu etmesi ve büyüsüne kapılmak... Aşkında belkisi ve ihtimalleri fazladır..


Boşuna binlerce milyonlarca aşk şarkısı yazılmıyor ama dimi ? :):)

13 Mart 2012 Salı

zaman aşımı adaleti...

19 yıl öncesi...Küçüktüm hem de çok küçüktüm.O yaz ateşe bu kadar yakın olduğumu bilmeyecek kadar küçüktüm.Evde ki ağlama seslerini feryatları hatırlamayacak kadar küçüktüm.Ailemin de 35 kişi için içten yandığını görsem de anlamayacak kadar küçüktüm.


Büyüdüm.Ben büyüdüm içimde ki ateşte alevlendi.O yazı hatırlamasam da 35 kişiyi içimde taşıdım.Her 'Madımak Oteli'nin önünden geçerken bende onların acılarını hissettim.Bende alevler içinde yandım her seferinde.Tüylerim diken diken izlerim her gittiğimde de.Her gittiğim de ilk defa görüyormuşum gibi heyecanlanırım içimde ki ince bir sızıyla..


Etrafımda ki insanlardan dinledim.Nasıl bağırdıklarını anlattılar bana gözleri dolu dolu.Nasıl çaresiz olduklarını anlattılar.Bende haykırışları çığlıkları boğazımda düğümlenmiş buldum her defasında.Onlar ne hissettiyse ben de büyüdüm hissettim...


Benim adaletli ülkem kararını yıllar önce vermişti zaten.Hiç kimse suçlu bulunmayacaktı.Davanın kapanması için yollar aranacaktı.Son gelinen durum da zaman aşımı oldu.Zaman aşımı...Geride kalan aileler akrabalar da zaman aşımına uğradı mı acaba ? Her şeyin ilacı olan zaman bu sefer aşıma uğradı ve sönmeyen ateşli yürekleri tekrardan alevlendirdi.Ne garip oysa ki adaleti savunduklarını iddia eden insanlar şu an sadece uyuyorlar.Ve birileri de çıkıp : Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun.. diyor. 


Dava düştü.Zamanı kullanıp davayı düşürdünüz.Peki sizin zamanınız daha ne kadar biliyor musunuz ? Bilemezsiniz ülkeyi içten içe adaletli kılıyosunuz ya zamanın neye göre aşıma uğrayacağını bilemezsiniz...


Sivas'lıyım dediğiniz zaman bir soru sorarlar size.Yananlardan mısınız ? Yakanlardan mısınız ? Fazla söze ne hacet sanırım...


'Bana şiirlerinde şiirlerin de küfür etme diyorlar usulsüz.Lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz.'  Can Yücel


'19 yıl önce Sivas'ta 35 kişiyi yakarak öldürenler tinerciler değil,kendilerine dindar diyenlerdi.' Can Dündar


Daha ne diyelim ki bu ülkeye.Ne ağıtlar yakalım ne türküler söyleyelim...Hepsi zaman aşımında...

10 Mart 2012 Cumartesi

ruh hali bir kaç satır...

Bir kaç satır yazmam lazım sanırım.Rahatlamak için yazmam lazım.Belki de kendimi daha iyi ifade edebilmek için yazmam lazım.Neyse işte bir kaç satır yazmam lazım.


Duygularım çok yoğun şu sıralar.Ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum duygularımı.Hepsi birbirine karıştı sanırım.O kadar çok ağlamak istiyorum ki kimse durdurmasın beni saatlerce ağlıyım.Tek başıma değil ama birinin omuzunda sımsıkı sarılarak ağlamak istiyorum.Bana teselli cümleleri kullanmasın sadece kısacık saçlarımı okşasın...Neden ağladığımı sorgulamadan bir kere de anlasın.Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken susturmasın beni.Ağlamamın önemini fark etsin sadece.


Ağlamamın da bir sebebi var tabi ki.Onu burada anlatsam sayfalarca yazsam yine kimse anlamayacak yine kimse anlamayacak.Ama tabi ki de anlıyorum cümlesi kullanılacak yine.Ve farkına varılmadan kalbim daha çok kırılacak.Teselli cümleleri kurulacak.'Alışacaksın , alışmak zorundasın , buda geçecek , zamanla her şey düzelecek...' 


Daha sayabileceğim bir çok teselli cümlesi kurulacak.Ellerinden gelen bu olduğu için belki de bu teselli cümleleri.İşte kaçırdıkları bir nokta var.Teselli vermeye çalışmak o konunun üstüne gitmek birazda.Ve bunun can acıtması daha da fazla.Bu zamanlar da istediğim yada istediğimiz karşımızda ki insanların kafamızı daha fazla bu konuya yöneltmemesi.Mutlu olabileceğimiz taraflara doğru çekmesi.Ama bunu yapmak daha zor geliyor sanırım..


En kötüsü de bu zamanlarda ki hassas ruhumuzu anlamamak.Her şeye sinirleniyo olabiliyoruz.Normal olaylara bile düzgün bakamıyo olabiliriz.Birazda alttan almayı denemezse çevremde ki kimse bende ruhsuzlaşabilirim.Bende atacağım adımlarda sert olabilirim.Sadece biraz da olsa bu durumlar da beni idare etseniz olmaz mı ? Birazcık olsa çok istemiyorum birazcık...Onların da normal olarak dayanamamalarını anlayabiliyorum ama sadece birazcık...


Her insanın belli bir döneminde bu hallere girdiği kesin.Bu zamanlar da terslemedim kimseyi.Onlara tepki göstermedim.Ama nedense çevremde ki en yakınlarım bile şu sıralar o konumdalar.Böyle olunca dertlerimi sıkıntılarımı anlatmak istemiyorum artık.İçimde biriktiriyorum.Ne çok şey biriktirmişim içimde bilmiyorum bile.Ama yaşadıklarımı ben istemedim ki.Ben bir şey yapıpta pişmanlığından bu hale gelmedim ki.Ben hiç böyle birisi olmak istemedim ki.Çok şey istemiyorum ki birazcık anlayış.İnsanların bana baskılarından dolayı onlardan kendimi iter hale geldim.Ben onları gerçekten kaybetmek istemedim ki.


Gereğinden fazla şey istiyorum farkındayım.Duyguların aşıkken bile karşılıklı olması zor.Ailenin anlaması zor.Dostların anlaması zor.Ne kadar derinmişiz ki kimsenin duygularımızı anlamadığın farkına varamamışız...


Şimdi kalabalık içindeki yalnızlığımdayım yine.Boğazımda düğümlenen hıçkırıklarımla..Gözümde hazır bekleyen gözyaşlarımla..Binlerce kelimemle..Peki ne olucak bunlar ? Ne olacağı belli ben yine içimde her şeyi yaşamaya çalışacağım sahte gülümselerin ne olduğunu daha iyi keşfedeceğim.Ve en yakınıma dahi bunu yansıtmamayı deneyeceğim.Ne kadar doğru bu bilmem ama istenilen beklenilen bu benden...


Daha binlerce bir kaç satırım  var benim.Bir gün birisi çıkıpta bana bu satırları yazmak yerine anlat dediğinde gerçekten bunu istediğinde ben daha huzurlu olacağım...